Sevgili dostlar, bilenler bilir, bir zamanlar Bozcaada sokakları bu günkü gibi çiçekli, ağaçlı ve yeşil değildi. Çünkü sokaklarında inatçı keçiler dolaşıyordu ve onlar da her yeşili yiyorlardı. 1985 yılında sahip olduğumuz evimizin önünde biraz yeşillik dikmek istedim ama başaramadım. Ne diktimse keçilere gıda oldu. En sonunda zakkum diktim onu yemediler. Gel zaman git zaman ada sokakları bu inatçılara yasaklandı, yeşiller de kurtuldu.
Sokağımızın adı “İğdeli Sokak” ama iğde filan yok. Ben de sevgili dostum Garo’nun bahçesinden aldığım başparmak kalınlığındaki dalı evin yanına diktim. Bu dal gelişti, büyüdü, kokusuyla İğdeli Sokağı mis gibi kokutan, gölgesiyle azgın sıcağı uzak tutan “İğdeli Sokağın İğdesi” oldu… Ama artık yok. Ada sokaklarına su borusu döşeyenlerin gözü kara vandallıklarına kurban oldu.
Eh ne olacak alt tarafı çiçek, ağaç diyebilirsiniz. Haklısınız üç kuruşluk maden uğruna binlerce zeytin ağacının katledildiği ülkemde “İğdeli Sokağın İğdesi”nin lafı mı olur? Haklısınız… Haklısınız.
Aydan, Bülent Akgezer. İğdeli Sok. No: 21 Bozcaada.