İnsanlar elektriğe ihtiyaç duyduğu sürece, insanoğlu'da elektrik üretim yöntemleri üzerinde duracak ve elektrik üretimi büyük bir sektör olmaya devam edecektir. Her elektrik üretim çeşidinde veya her farklı konuda olduğu gibi bazı dezavantajlar ve bazı avantajlar söz konusudur. Buna rüzgar, güneş, termik, nükleer enerji vb. hepsi dahildir.Tüketim canavarının her geçen gün büyümesiyle insanoğlunun yaptığı buluşların Dünya'ya ve doğaya etkisi kaçınılmazdır. Her 6 ayda bir yeni cep telefonu alma, her ay yeni bir çanta alma, her iki yılda bir arabayı değiştirme yani kurulu dünya düzeni, bunu zorlamaktadır.
Geçenlerde sitede yazdığım yazının hemen arkasından Sayın Mustafa Dermanlı RES lerin olumsuz yönlerinden bahsetmiş..Aslında benimde yapmak istediğim şey tam olarak buydu.RES özelinde düşünürsek herkesin bir fikri var.Ancak bazı bilgiler ya yanlış biliniyor veya eksik.Toplumda birbirini kötülemek kavgalar etmek yerine, problemleri soruları sıralamak (Mustafa beyin yaptığı gibi) ve bunlara çözümler üretmek ülkemiz adına çok daha yararlı olacağına inanıyorum. RES sektörü ve diğer yenilenebilir enerjiler güçlerini sadece 'Enerji üretimi ve verim arttırımı' mantığıyla değil 'Enerji üretimi, verim arttırımı ve doğaya olabildiğince olumsuz etkilerin azaltılması' prensibi ile hareket etmekten alıyor. 'İnanıyorumki fosil yakıtlara harcanan ar-ge çalışmaları RES vs gibi yenilenebilir kaynaklara aktarılırsa bir sürü sorun çözülecektir. Tekrar insanların aklındaki soru işaretlerine dikkat çektiği ve buna cevap yazmama zemin hazırladığı için Mustafa Dermanlı beye çok teşekkür ederim.Konuyu biraz daha genişleterek bazı örnekler ve çözümlerden bahsedelim.
Kuş zayiatı:
Her rüzgâr enerji santrali projesi Çevresel Etki Değerlendirmesi raporlarının titizlikle incelenmesi sonucunda oluşturulur. RES yatırımı başlamadan önce ortalama 55-60 kurumdan görüş ve izin alınır. Göç güzergâhları gibi büyük kuş ya da yarasa gruplarını çeken bölgelere kurulmamasına büyük özen gösterilir. Urla, Karaburun ve Çeşme ilçelerimiz kuşların ANA göç yolları üzerinde değildir.
Burada kural çok basit, gerekli kurumların kuş göç yollarını tespit edip/ettirip, buralara kuruluma izin vermemesi gerekir, ki şu anda piyasada türbinlere kuşların yaklaşmamasını sağlayan uyarıcılar da satılıyor, uzmanı olduğum bir konu değil fakat fuarlarda kendimi biraz bilgilendirme imkanım olmuştu. Bakanlık yatırımcılara bu sistemi kurdurma konusunda karar almalı..
İngiltere’de, Kraliyet Kuşları Koruma Derneği, “Şu ana kadar, kuşlar üzerinde, rüzgar çiftlikleriyle ilişkilendirilebilecek önemli bir etkiye şahit olmadık,” diyor. İspanya’da, o zaman, 18 rüzgar çiftliğinde çalışan 692 türbinin bulunduğu Navarra eyaletinde yapılan bir araştırma, büyük ve orta büyüklükteki kuşların yıllık ölüm oranının türbin başına 0.13 olduğunu ortaya koymuştur.
Bunun yanı sıra, rüzgar gücünün etkileri, diğer insan bağlantılı faaliyetlere kıyasla son derece düşüktür. ABD istatistiklerine göre, her yıl binalara çarparak ölen kuş sayısı 1 milyar, taşıtlara çarparak ölen kuş sayısı ise 80 milyondur.
ABD’deki ticari rüzgar türbinlerinin, insan yapımı yapılar ve faaliyetlere çarpmalarla kıyaslandığında, her yıl ölen tüm kuşların yalnızca %0.01-0.02’sinin direk ölümünden sorumlu olduğu tahmin edilmektedir.
Buz fırlatımı:
Bu genellikle kış aylarında hava sıcaklığının düşmesi ile rüzgar türbininin kanatlarında görülen bir problemdir. Türbin kanatları buzlanır ve kanatlardan etrafa buz fırlatımı gerçekleşir. Bu problem aslında, Türkiye'de RES sahaları işletmeci tarafından tel örgülerle kapatıldığı ve güvenliklerle korunduğu için etraftaki kişilerin (örneğin çiftçi, çoban, oradan geçen bir bisikletli) bundan dolayı yaralanma riski çok fazla değildir. Ayrıca, iklimden ötürü Türkiye'de bazı kesimlerde buzlanmada görülmeyebilir.
Almanya'da rüzgar türbinlerinin kanatları buzlanma tehlikesi ile karşı karşıya ise ve bundan ötürü etraftaki kişiler zarar görebilecekse çeşitli uygulamalar / zorunluluklar (imar veya yapı izni ile birlikte) uygulanmakta:
Örneğin:
RES'lerin yakınlarına buz fırlayabilir uyarısı tabelası dikmek
RES'lerin kanatlarına ısıtma sistemleri takmak, örneğin Almanya'da otoban kenarlarında veya çok işlek olan yolların kenarındaki RES'ler de imar izini verilirken, devlet tarafından zorunlu tutulabilmektedir. Ayrıca, ısıtma sistemlerinin RES'lerin işletiminde de faydası var. Kanatlardaki buzlar hızlı çözüleceği için, durmaktan kaynaklanıcak kaybın önüne geçilebilir. Isıtma sistemleri taktırtmak maliyetli ve işletmede iken elektrik harcaması yapmaktadır ve bir gider söz konusudur. O yüzden bunun planlanma aşamasında elde edilen saha bilgilerine göre değerlendirilmesi ve karar verilmesi gerekir
Manzarayı & Görüntüyü Bozması:
Rüzgar enerjisi sektöründe çalıştığım için mi yoksa Bozcaadalı olduğum için mi bilmiyorum ama, rüzgar türbinlerinin genel görünümün kötü olmadığını ve manzarayı bozmadığını düşünmekteyim. Bozcaada da tüm gün yalnız başına dönen türbinlerin etrafı gün batımında dört bir tarafı meraklı, heyecanlı bir kalabalıkla dolup taşıyor ve neredeyse burayı ziyaret etmek bir ritüel oldu.
Ayrıca turistik yerler için Dünya'da farklı örnekler bulunmaktadır. Danimarka ve Almanya gibi ülkeler türbinlere süsleme veya ekstra ışıklandırma yapabilmektedir. RES'ler için böyle güzel düşünceler değerlendirilebilir.
Meraklısı için;
https://www.youtube.com/watch?v=mO5j5rEYt6c
Gölge etkisi:
Yerleşim yerlerinde, kanatların dönmesi nedeniyle bir gölge ve bir aydınlık olması. Burada da gürültü konusundaki gibi, türbinlerin kontrol panellerine girilen veriler ve türbine yerleştirilmiş, dışarıyı gören sensör ile türbinler belli günlerde belli saat aralıklarında kapatılabilir. Yerleşim yakınlarındaki insanların çok fazla etkilenmemesi sağlanır. Buda işletmecinin cebine dokunacaktır fakat hep birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Aşağıda bir rüzgar türbininin gölgeleme modelini göreceksiniz:Almanya'daki yasalara göre rüzgar türbininin yakınında yaşayanlar günde 30 dakika yılda ise 30 saatten fazla rüzgar türbininin gölgeye maruz bırakılamaz.
Ortaya çıkan gürültü:
Aşağıda gürültüyü biraz daha sınıflandırabilmek için karşılaştırmalı bir grafik bulunuyor:
Yerleşim yerlerine müsade edebilecek şekilde yakınsa (ülkemizde kaçak yapı sorunuda var bunu göz önünde bulundurmadan) çözümde basit, türbinler dikilse bile halen sorun kolayca halledilebilir, türbinlere açma ve kapama saatleri veya tam devrede çalışma ve daha az güçte çalışma gibi kriterler girilebilir. Bu şekilde girilen bilgiler ışığında, Almanya'da sıklıkla karşılaşıldığı gibi, türbinler geceleri güç kısma ve dolayısıyla gürültü azaltmaya giderler. İşletmecilerin cebinden yiyecektir fakat, türbini oraya diktiyseniz ve o insanlarda yakında yaşayıp, şikayetçi oluyorsa, rüzgar türbinlerinin adını kötüye çıkarmaya gerek yok, ortada bir yerde anlaşılması gerekir.Ülkemizde sağlık koruma bandının belirlenmesi (Rüzgâr türbinlerinde ilgili kurumlarca öngörülen, türbinler ve şalt tesisinin etrafında oluşacak olan manyetik etki alanı ve çevresel gürültüsü dikkate alınarak her yönden 300 metre sağlık koruma bandı mesafesi bırakılması uygun görülmektedir.)
Almanya'da yaşama alanlarına göre gürültü miktarı ve türbinin en yakın yerleşim yerine olan uzaklığı bulunmaktadır. Bu rakamlar, türbinler kurulduktan sonra yapılan ölçümlerle kanıtlanmak ve devlete sunulmak zorunludur.
Hem gölge hem de gürültü ölçümleri/hesaplamaları yapılabilir, yerleşim yerlerine gerekli mesafe ayarlanıp, kontrol panellerine ilgili veriler girildiğinde rüzgar türbinlerinin yakınında yaşayan insanlara olumsuz etkiler azaltılabilir.
Bir örnek vermek istiyorum. Fotoğrafta görüldüğü gibi yatırımcı evine yaklaşık 200 m, hayvan ahırına ise 50-100 m mesafede arsasına iki tane RES diktirmiş Ve bu insanlar problemsiz/şikayetsiz yaşamaktalar.
Gürültü konusunda bir de Infraschall'a değinmek gerekir. Infraschall, insanların kulakları ile duyamayacakları kadar, bazı kaynaklara göre 16 Hertz'ten bazı kaynaklara göre ise 20 Hertz'ten daha düşük frekanslı olan gürültülerdir. Yukarıda verilen örnekte, RES aslında yerleşim yerine çok yakın ve bu Infraschall'ın etkileri orada yaşayan insanlarda gözlemlenebilmeliydi. Bu tip düşük frekanslı gürültülerin, insanlar tarafından duyulmadığı fakat hissedildiği söylenir ve rüzgar türbinlerinin de infraschall yaydığı ve bunun yakınındaki insanlarda bağ ağrısı, huzursuzluk, mide bulantısı, depresyon... gibi belirtiler gösterdiği söylenir. Bu konu Almanya ve Danimarka gibi ülkelerde geniş çaplı araştırılmaktadır. Ve sonuçlar araştırmaya göre farklılıklar göstermektedir. Umarım zamanla daha kesin sonuçlar ile bu konu bir yere bağlanır. Aşağıda infraschall hakkında bir karşılaştırma grafiği bulunmaktadır
Çevreye ve Tarıma Etkisi
Akkuyu Nükleer Santrali'nin temiz enerji olarak reklamının yapıldığı bu günlerde iki tane resim ile rüzgar enerjisini özetlemek istiyorum:
Eski rüzgar türbinlerinin nasellerinin tavuk kümesi olarak kullanılması
Türbinlerin taşınması esnasında bazı yeni yollar açılabilir veya mevcut yollar genişletilebilir.Ancak sonrasında bu geniş yollara ihtiyaç kalmaz ve tekrar tarım yapılabilir hale geri getirilebilir.
Rüzgar türbinlerinin yanında tarım ve hayvancılık faaliyetlerine devam edilebilmesi
Manyetik Alan
Bir rüzgâr santralinde elektromanyetik radyasyona sebep olacak kısımlar elektrik jeneratörü ve trafolar; bunların yaydığı manyetik radyasyon da son derece düşük ve çok az bir alanda etkili. Yapılan ölçümler bu parçaların sebep olduğu manyetik radyasyonun türbinin tabanına geldiğimizde bile ihmal edilebilir şekilde düşük olduğunu gösteriyor. Türbinden beş metre ötesinde cep telefonu kadardır ve 10 metre ötesinde ise sıfırlanmaktadır.
Özet olarak;
Rüzgar türbinleri genel olarak nükleer santrallere termik santrallere göre kıyaslandığında çok daha zararsız ve bir yeşil enerji üretim şeklidir. Yıllarca atıklarınızı gömmek, çocuğunuza, torununuza, torunun torununa çöpler bırakmak, küresel ısınmaya sessiz kalmak...
Gerekli kurallar koyulduğunda ve bunlar uygulandığında, tahmin ediyorum ki Türkiye'de de rüzgar enerjisi sorun olmaktan çıkacaktır.Yukarıdaki örnekler çoğaltılabilir veya daha da detaylandırılabilir.
Böyle bir konuyu sizlere aktarabilmemde sorularıyla vesile olduğu için Mustafa Dermanlı' ya teşekkür ederim.
Aşağıda verdiğim video'yu izlemenizi tavsiye ederim.
http://www.alternaturk.org/video/ruzgarin-yanlizligi/
Kaynak:
1) http://www.newscientist.com/blogs /shortsharpscience/
2011/ 09/07/42-29415878.jpg
2) http://www.buergerwindkraft-regional.de/index.php/
schattenwurf-und-diskoeffekt
3) http://www.reshaber.com/site/?sf=bldt&dl=tr&ky=54
4)http://www.csb.gov.tr/db/ced/editordosya/R%C3%83%C5%93ZG%C3%83%E2%80%9AR%20ENERJ%C3%84%C2%B0%20SANTRALLER%C3%84%C2%B0.pdf
5) http://www.haberhurriyeti.com/haberhurriyeti-cevreci-enerji-dernegini-uyariyor-172027.html